Haber Kültür Net Röportajı

Tesadüfen yaşama devri bitti
Medya Platformu Derneği’nin ve çok merkezli eğitim dünyasının etkin ismi Mustafa K. Topaloğlu ile konuştuk…
 

Medya Platformu Derneği’nin etkinlikleri kapsamanda yaklaşık 5 yıldır aynı ortamı paylaştığım derin bilgi birikiminden, engin tecrübelerinden istifade ettiğim Mustafa K. Topaloğlu’nu aynı zamanda bir birinden kıymetli kitaplarından, gazete ve dergi yazılarından, radyo programları ve konferanslarından da tanıyoruz. Fakat Mustafa K. Topaloğlu’nu bir de kısaca kendi ağzından dinleyelim.

1953 yılında Trabzon’un Dernekpazarı kazasında doğdum. İlkokulu Köyümde bitirdim.1975 de İstanbul İmam-Hatip Lisesini bitirdikten sonra Kocaeli Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu İşletme Bölümü’nü bitirdim. Farklı sektörlerdeki çalışma hayatında son olarak eğitimciliğe yönelerek ortaöğrenim yurtlarında “eğitim idareciliği” yapmaya başladım. 18 seneden beri bu görevini devam ettiriyorum.   

Yazarlığa sinema eleştirmenliğiyle başladım. Sinema-tiyatro üzerine yazılar yazarken bir taraftan da film hikâyeleri ve senaryoları yazdım. Esra Film’in açtığı senaryo yarışmasında “Bekleyiş” adlı eseriyle 185 eser arasında birincilik kazandım. Evlilik konusunda yaptığım çalışmaları periyodik bir sıra izleyerek ele aldım ve ilk olarak “eş seçimi ve evliliğe hazırlık” konularını kitaplaştırdım.

Daha sonra iki ayrı kültürden, iki ayrı aileden gelen ve ayrı karakterlere sahip iki karşı cinsin birbirlerine olan sorumluluklarını “Evliliğin Yol Haritası” adı altında kitaplaştırdım. Evlilikte esas olan ve bir ömür boyu sürecek beraberliklerin temelini oluşturan “uyum” konusunu, “Eşinizle Güzel Geçinmek İster misiniz?” başlığıyla kitaplaştırdım. En son “evliliğe Hazırlık kursunun” alt yapısını oluşturan “303 soruda evlilik Süreci” kitabım yeni çıktı. 19 seneden beri gençlerle iç içe olduğumdan başta çocuk eğitimi olmak üzere evlilik ve aile üzerine seminerler ve radyo programlarıyla çalışmalarımı sürdürmeye çalışıyorum.

Uzun yıllar eğitim idareciliği yaptığınızı biliyoruz.

Çalışmalarınıza baktığımızda “Eşinizle güzel geçinmek ister misiniz? “Evliliğe hazırlık rehberi” “Evliliğin yolharitası” “Eş seçimi ve evliliğe hazırlık” “Dinimi öğreniyorum” gibi toplumuzun temelini oluşturan aileyi ve gençliği hedef alan hayati konulara temas edildiğini görüyoruz. Biz yine de neden gençler ve neden evlilik diye soruyoruz?

Bilgi çağında yaşıyoruz, günümüzde bireyler “nasıl ve ne şekilde” yaşadığının farkında olmak zorundalar. Yaşadığımız çağda ezbere hayat sürdürebilme şansı giderek azalıyor. Bireyler, kurumlar, devletler, plânlarını, programlarını ve hedeflerini önceden belirlemek suretiyle varlıklarını sürdürebiliyorlar. Bilgilenme, hayatın her alanında var olan bir ihtiyaç. Hem de hava-su gibi bir ihtiyaç. Bir düşünürün dediği gibi “bildiğiniz kadar düşünürsünüz.” İnsanlar hayatları boyunca birçok konuda seçim yapmak zorundalar, bu seçimlerin neticesinde hayatları şekilleniyor.Eş seçimi de insanların neredeyse hayatlarının tümünü belirleyen en önemli karar aşamalarının başında yer alıyor. Evliliğe hazırlanmadan, gelişigüzel evlilik yapanların çok acı bedeller ödediklerini endişeyle gözlemliyoruz. Evliliklerde ve aile hayatlarında huzursuzlukların ve geçimsizliklerin giderek çoğalması hepimizi endişelendirmiyor mu? 

Televizyon, radyo, gazete, dergi kısaca medya’nın gençlerimizin eğitim ve kişilik gelişimine katkısından söz edilebilir mi? Medya bu konuda üzerine düşen görevi yapıyor mu?

Bir sermaye kuruluşu olan medya dünyası, günümüzde egemen sistemin en güçlü araçlarından biri haline geldi. Toplumsal yaşamı her açıdan etkilemede önemli bir rol üstlendiğinden bu gücü devamlı elinde bulundurmak istiyor. Bir kitle iletişim sistemi olarak tanımlanan medya, daha fazla kendi dünya görüşünü ekonomik ve siyasi yönünü öne çıkarmak suretiyle varlığını sürdürüyor.Özellikle medyanın en yaygın aracı olan televizyon, insanların özel davranışlarından tutun da kitleleri, hükümetleri, hatta devletleri yönlendirmede önemli roller üstlenmiş durumda... Tabi gençleri olumsuz yönde etkilemede ve yönlendirmede çok daha etkili olduğunu da söylemek zorundayız. Kapitalist sistem, “gücü” elinde tutabilmek için medya dünyası içerisinde varlığını gösterebilmenin en önemli amaçlarından biri olan “medya gücünü” birinci güç haline getirebilmek için her yönü deniyor.

İnternet’in toplumumuzun özellikle gençlerimizin üzerindeki eğitim ve sosyal ilişkiler bakımından etkisi hakkında düşüncelerinizi ve bu bağlamda tavsiyelerinizi alabilir miyiz?

Baş döndürücü teknolojik gelişmelerle birlikte insan ilişkilerinde büyük değişiklikler olmaya başladı. Bu ilişkilerin yerini, internet ortamındaki sanal ilişkiler almaya başladı. Kitle iletişiminin ve bilgisayarın insana kazandırdığı sayısız imkânların yanı sıra, teknolojik gelişmeler birçok değerleri de alıp götürüyor. İnsanı sosyal hayatından, çevresinden, arkadaşından ve ailesinden koparıyor. Daha da önemlisi, kişiliğinde yaptığı tahribattan dolayı insanı yalnızlığa sürüklüyor. Yalnız kalan insan, içindeki boşluğu doldurabilmek için, “sanal âleme”dalıp farklı arayışlara yöneliyor. İçindeki boşluğu televizyonla, bilgisayarla ve cep telefonuyla doldurmaya çalışıyor.

Kişinin içe dönük sanal arayışları ona bir takım rahatlıklar sağlıyor olabilir. İnsan sanal âlemle öylesine bütünleşiyor ki, yaptıklarıyla mutlu olduğunu sanıyor ve onunla meşgul olduğu süre de müthiş bir haz alıyor. Ancak, benliğiyle baş başa kaldığında, kendini garip hissetmeye başlıyor. Farklı bir kişiliğe bürünerek ruhsal sıkıntılara giriyor. Gerçek hayatla, sanal hayat arasında bocalıyor, gerçek hayatta iletişim kurmakta sorunlar yaşıyor. İşin daha vahim yönü, umut bağladığı ve güvendiği insanların ihanetleriyle karşılaştığında da hüsrana uğruyor.

Sivil toplum örgütleri bilinçli aile eğitimi konusunda neler yapabilir?

Bilindiği gibi aile kurumu bir toplumun en temel kurumudur. Sağlıklı bir toplum, sağlıklı ailelerden oluşmuş bir toplumdur. Bir toplumun geleceği ve gücü sağlam aileler, sağlıklı evlilikler sonucunda meydana geliyor. Bu bağlamda toplumun çekirdeğini oluşturan bireylerin eğitilmesi büyük önem taşıyor. Evlilik öncesinde eş adaylarının bilinçlendirilmesiyle Türkiye’nin önemli sorunlarından biri olan boşanmaların oranı büyük oranda azalacaktır. Bunun için de evlilikle ilgili konularda evlilik ve aile sanatının inceliklerini ve kurallarını, yeni evleneceklere öğretmek en önemli görevimiz olduğu kanaatindeyim. Bununla ilgili sivil toplum kuruluşları, evlilik öncesi “tedbirlerle ilgili” yapabilecekleri çok şeyler vardır. Bunların başında “evliliğe hazırlık kursu” başta gelir.

Yeni projeleriniz var mı? Varsa bunlar hakkında bizlere bir ön bilgi verebilir misiniz?

Yeni projelerimin başında “evliliğe hazırlık kursu çalışmalarım” birinci sırada geliyor. Bununla ilgili Büyük şehir belediyesi ile ilgili görüşmelerimiz devam ediyor. İSMEK bu konu üzerinde duruyor. İnşallah önümüzdeki günlerlerde görüşmelerimiz sonuç verir inşallah diyelim. Bunun yanında Kadın ve erkeğin “ uyumu” ile ilgili kişisel ve psikolojik çalışmalarım devam ediyor.

Bir ağabey olarak gençlerimize mesajınız nedir?

Artık tesadüfen yaşama devri bitti. Bilinçlenmeden ön hazırlık yapmadan hayat kimseye şans tanımıyor. Her birey asgari ölçülerde, genel bir bilgiye sahip olmak zorundadır. Bireyler, kurumlar, devletler, plânlarını, programlarını ve hedeflerini önceden belirlemek suretiyle varlıklarını ancak sürdürebiliyorlar.

Efendim bize vakit ayırdığınız için teşekkür ediyoruz. Çalışmalarınızda muvaffakiyetler dileriz.

Nidayi Sevim

HaberKültür.Net