Print this page
Wednesday, 06 January 2021 06:48

Günümüz Gençliği, Niye “Ben Merkezli” Oluyor?

Written by 
Rate this item
(0 votes)

Konuya geçmeden, kendime göre bir tespit yapmak istiyorum.

Dört kuşak öncesine gittiğimizde, bizim dedelerimiz fakir doğdular, fakir büyüler ve fakir olarak da öldüler.

Babalarımız da aynı şekilde yoksulluklar içerisinde dünyaya geldiler.

Onlar da fakir doğdular, fakir büyüdüler, fakir yaşadılar ve ömürlerinin sonralarında biraz gün yüzü gördüler ama yaşlılıklarından ve hastalıklarından dolayı da onlar da gün yüzü göremediler.

Bizim kuşağa gelince, 40 yaşın üstünde olanlar, fakir doğdular, fakir büyüdüler ve ömürlerinin olgunluk çağında, “zengin olarak hayatlarını” sürdürüyorlar.

 

“Yokluk ile varlıklı olmayı”  bir arada yaşadılar.

Ekonomik ve sosyal olarak bu kuşağın pek çok imkânları var.

Bu kuşağın çocuklulukları ve gençlikleri yoksulluklar içerisinde geçti ama şimdi “varlıklı ve itibarlı” bir şekilde hayatlarını sürdürüyorlar.

Bu durum büyük bir nimettir.

En çok mutlu olması gereken kuşak, bu kuşaktır.

Çünkü hem yoksulluğu gördüler, hem de zenginliği gördüler ve böyle bir hayatı yaşadılar.

 

                                               -----  0  -----

 

“Yeni kuşağa gelince,”  her şeyi ölçüsüz bir şekilde yaşıyorlar.

Anne ve babalar yokluk çektiklerinden, çocukları çekmesinler diye her şeyi boldan boldan evlatları için harcadılar.

Çocuklara sunulan bu imkânları, çocuklar da alabildiğine kullandılar.

Bittiği vakit, hemen yerine yenisini aldılar.

“Tüketen bir nesil” oldular.

Alıyor, tüketiyor ve yerine hemen yenisi geliyor.

Yenisi gelmeyince hemen “isyan ediyor ve baş kaldırıyor.”

Burada suçlu olan günümüzün gençliği mi, yoksa bizler miyiz?

Bizler çektik, onlar çekmesinler diye, çocuklarımıza iyilik mi ediyoruz, kötülük mü ediyoruz?

Bu nesil, “ben merkezli olmasın da ne olsun?”

Bu nesil, almaya ve tüketmeye alışmış.

Televizyon, internet, sosyal medya bunun öncülüğünü yaparken, bizler de çocuklarımızı kendi halelerine bırakmışız.

Zaten eğitim sistemi, ezberciliği ve kolaycılığı aşılıyor.

Çağın gidişatı da buna göre olunca, “böyle bedavacı ve kolaycı bir nesil” yetişmiş oldu.

                                                  -----  0  -----

 

Nesiller, özelde toplumların, genelde insanlığın varoluşunun devamını sağlarlar.

Nesiller toplumların devamlılıklarıyla birlikte,

Dilini,

Kültürünü,

Tarihini ve inançlarını devam ettiren kuşaklardır.

 Bu dört unsuru günümüz gençliği devam ettirdiğini söyleyebilir miyiz?

Açıkça söylemek gerekirse, ayakları yere basmayan sadece kendisi için özgürlük isteyen ve  ”bencil bir nesille” yüz yüzeyiz.

Bu yalnız bizde mi?

Birçok toplumlarda da aşağı yukarı aynı durum var.

Günümüz gençliği artık toplumuna, ailesine gittikçe güvenmemeye başladı.

 Amerikalı ve Batı ülkeleri gençliğinin eskiye göre kiliseye gitmediğini, dine daha az inandıklarını öğreniyoruz.

Bunda teknolojik gelişmelerin ve yeni hayat şartlarının da büyük etkisi vardır.

Kendi açımızdan baktığımızda, ne yazık ki ülkemizdeki gençlerin gittikçe inançsızlaşması ve narsisleşmesi daha da hızlanıyor.

                                                   -----  0  -----

 

 Bütün bunların yanında ülkemizin sürekli değişen eğitim sistemi ve kalitesizliği de eklediğimizde gençler umutsuzluğun içine sürükleniyorlar.

Bulaşıcı hastalık gibi “narsisizm,” hastalığı gençler arasında yayılıyor.

Gerçek şu ki, böyle bir neslin bedeli çok ağır olacaktır.

Birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de böyle bir nesil maalesef yetişiyor.

    Havada yaşayan, gerçeklerin farkında olmayan, sorumluluk almayan “ben merkezli” bir nesille karşı karşıyayız.

  Eğer acil tedbirler alınmazsa gittikçe yalnızlaşan, aşırı bencil, zevkperest, kaygılı, öfke ve nefret dolu bir insanlığa doğru doludizgin gidiyoruz.

Böyle giderse bu gençler evlenmeyecek, aile kurmayacak, istikrarlı bir şekilde çalışmayacak ve medyanın kendilerine sunduğu hayali argümanlarla yetinecekler.

Bu neslin profili tahlil edildiğinde, bundan sonra devletin en önemli konusu ve çabası gençlik olmalı.

 Dünyanın en güçlü devleti olsak bile yok olmaya mahkum olan bu nasılle sürdürülecek?..

 “Ben ben” diyen bir nesil değil, “biz biz” diyen nesilleri yetiştiremezsek geleceğimiz karanlık demektir.

                                                          

                                                                  www.mtopaloğlu.com

Read 3756 times Last modified on Sunday, 31 January 2021 15:53
Mustafa Kahraman Topaloğlu

Latest from Mustafa Kahraman Topaloğlu