Monday, 25 July 2016 19:22

Bu Nasıl Bir “Akıl Tutulması”dır?

Written by 
Rate this item
(0 votes)
Bir geyik, bir talihsizlik sonucunda gözünün tekini kaybeder.
Tek gözlü kalan geyik, düşmanlarından korunabilmek için kendine göre tedbirler alır.
Kör gözünün bulunduğu taraftan gelebilecek tehlikeleri göremediğinden deniz tarafındaki sarp kayaları kendine siper yaparak tenha bir yer bulur.
 Denizi de arkasına alarak güvencede olur.
Nasıl olsa, deniz tarafından her hangi bir tehlike gelmez, “Deniz beni korur” der.
 Kör gözünün bulunduğu taraf ta da sarp kayalar bulunduğundan,  “bu taraftan da düşman gelemez”diye düşünür.
Böylece, gören gözüyle karadan gelebilecek tehlikelerden kendini koruyabilecekti.
Bir gün sahilde, kürek çeken biri, sarp kayaların orada otlayan geyiği görür.
Hemen okunu çıkarır, nişanını alır ve geyiği oracıkta öldürüverir.
Geyik ölürken şunları söyler.
“Ne kötü bir talih bu? Beklediğim tehlike, karadan gelmedi, beni koruması için sırtımı döndüğüm denizden geldi” der.
                            @@@@@@@@@@@@@
İşte,
Dost dediğimiz bizim bazı insanların durumları da aşağı yukarı böyle.
Bulunduğumuz coğrafyada, dışardan gelebilecek tehlikelere karşı,  “var olma mücadelesi” verilirken, “dost bildiğimiz,” “hatta “Müslüman dediğimiz” insanların vefasızlıkları,  insanı derinden yaralıyor.
Aynı bayrağın altında, aynı dinin mensubu “Müslüman görünümlü hainler,” yıllarca planlar ve tuzaklar hazırlamışlar.
Bu insanlar, bizlere vefasızlıklar yapmanın ötesinde bizim canımıza ve malımıza kastedebileceklerini hiç düşünemedik.
İşte, “15 Temmuz darbesi” bunun canlı örneğidir.
                       @@@@@@@@@@@@
Yüce peygamberimiz bir hadisinde:
“Ahır zamanda birbirleriyle açıktan dost, gizliden de düşman olan kimseler olacaktır” hadisi,  bugünün insanını ne güzel tarif ediyor.
Yakınınızda ve çevrenizdeki dostlarınıza bir bakın bakalım.
 Var olan dostluklar neye dayanıyor?
Bu “Müslüman görünümlü” insanların gerçek amaçları nedir?
Neyzen Tevfik, bir şiirinde,
“Dostun namert dehrin mihenk taşına,
Felaket pazarında vurulmuş olsun”  diyor.
                @@@@@@@@@@
İşin garip yönü,
Bu ”Müslüman görünümlü İnsanların (!..) yaptıkları hainlikleri,
 İslam adına,
Cihat adına,
Demokrasi adına,
Hukuk adına
Ve
İnsanlık adına yapmaları insanı derinden yaralıyor.
 “Bu nasıl bir insanlık, bu nasıl bir Müslümanlık?..”
Bu nasıl bir “aidiyet duygusu?..”
                        @@@@@@@@@@@@@
Uzun yıllardır kendilerini gizlediler.
İnsanların gözlerini boyayarak kandırdılar.
“Hizmet” adına beyinleri “hipnoza” ettiler.
“15 Temmuz darbesiyle” birlikte kendilerini deşifre ettiler.
Bundan sonra yakınlarının, dostlarının ve komşularının yüzlerine nasıl bakacaklar?
Bu hareketi İslam la nasıl bağdaştıracaklar?
Binlerce insan işin gücünden oldu.
Bu insanları yönlendiren “Zat,” (!..) bakalım bundan sonra ne yapacak?
Hadi diyelim o “Zat,” (!..) hırsı uğrunda bunları yapıyor.
Onca kelli felli, okumuş, mevki itibar sahibi insanların zerre kadar “beyin muhakemeleri” yok mu?
Merak ediyorum, bu insanlar nasıl bir oksijen soluyorlar?
Bilginin, iletişimin ve görselliğin yaygın olduğu bu çağda körü körüne bir insanın peşine takılmak ne kadar akıl işi?..
“Bu Nasıl Bir akıl tutulmasıdır?” İnsanın aklı almıyor…
Read 9157 times Last modified on Thursday, 12 January 2017 20:38
Mustafa Kahraman Topaloğlu

mustafa@mtopaloglu.com
w
ww.mtopaloglu.com


Email This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Leave a comment

Make sure you enter the (*) required information where indicated. HTML code is not allowed.